İstanbul’da yaşıyorsanız Polonezköy Tabiat Parkı size ilaç gibi gelecek. Sabah erken yola çıkın, biraz temiz hava alın, yürüyüşünüzü yapın, kahvenizi yanınızda götürün ya da oradaki bir köy kahvaltıcısında günün tadını çıkarın. İstanbul’un karmaşasından sadece 30-40 dakika uzaklıkta, bambaşka bir dünyaya geçiyorsunuz sanki…

Bir diğer harika rota: Büyükada. Bisiklet kiralayıp, çam ağaçlarının arasından geçmek, kuşların sesini dinlemek harika… Büyükada biraz yokuşlu ama göreceğiniz manzaralar için buna değer.
Özellikle sabah erken saatlerde, ada hâlâ sessizken orada olmak ayrı güzel. Vapur yolculuğu bile tek başına terapi gibi… Şehir dışına çıkamıyorsanız burası iyi bir seçenek…

Kocaeli’deki Ormanya son zamanlarda çok popüler. Hobbit evlerini görmek bir yana, doğayla ve bölgede özenle bakılan hayvanlarla vakit geçirmek bile insanları yeniliyor. Özellikle çocuklu aileler için muazzam bir rota. Kamp alanı da var ama günübirlik gidip doğayla doyasıya vakit geçirmek daha iyi…

Biraz daha yolu uzatmak isterseniz Gölcük Tabiat Parkı, zaten kartpostallık. Göl kenarında yürürken sadece ayak sesiniz ve kuş cıvıltıları size eşlik ediyor. Piknik yapabileceğiniz masalar var ama en güzeli termosla kahvenizi alıp göl çevresinde birkaç tur atmak. Özellikle sabah sisi, orayı bambaşka bir yere çeviriyor. Fırsat buldukça sürekli bunu yapmaya çalışıyorum, çok etkileyici bir atmosferi var.

Kaz Dağları’nın eteklerindeki Ayazma Pınarı Tabiat Parkı ise huzurun ta kendisi. Akan suyun sesi, bol oksijen, yer yer yürüyüş yolları… Oraya vardığınızda aklınızdaki tüm soruların bir anda sustuğunu fark edeceksiniz. Konaklama yok ama günübirlik bir ziyaret bile fazlasıyla yetiyor.
Biraz daha hareket isteyenler içinse Samsun’daki Şahinkaya Kanyonu birebir. İstanbul’dan yol biraz uzak ama Kızılırmak boyunca uzanan kanyonda tekne turuna çıkmanın verdiği his tarifsiz. Doğanın ne kadar güçlü olduğunu yeniden anlıyorsunuz. Özellikle hafta sonu biraz adrenalin, biraz da sessizlik isteyenler için güzel bir denge sunuyor.









